ÇOCUK ENDOKRİNOLOJİSİ VE DİYABET DERNEĞİ

Çocuk Hastalara Erişkin Uzmanlarının Bakması Ne Kadar Doğru?

Ülkemiz tıbbında hepimizin farkında olduğu ama  genel motivasyon düşüklüğü nedeniyle eski zamanlardaki kadar pek müdahil olmadığı bir çok sorun yaşanıyor. Belki bunları içinde görece olarak o kadar önemli olmayan bir konuda, “erişkin uzmanlarının çocuk hastalara bakmasına” konusunda bir şeyler yazmak istiyorum.  Çocuk hastaların, örneğin 12 yaşındaki diyabet tanısı konmuş bir çocuğun, ünlü diyabet uzmanlarının muayenehanesinde bakılması ve tedavi edilmesi benim yetiştiğim Hacettepe Tıp Fakültesi ve Ankara kültüründe duyulmuş şeyler değildi. Kocaeli’ye geldikten sonra İstanbul’da böyle şeylerin olduğunu, özellikle de 14 yaşından sonra çocukların erişkin uzmanları tarafından bakılmasının pek yadırganmadığını duymuştum. Şimdi, bir süredir İstanbul’da hekimlik yapıyorum ve neredeyse haftada 3-4 ailenin (çoğu diyabet ve obezite vakaları ama aralarında ergenlik sorunları ile hekime başvuranlar da var) gittikleri erişkin uzmanlarının önerileri için başka bir görüş almak üzere bize geldiklerini görüyorum. Onlara önce biz çocuk doktorları, örneğin size, yani 40-50 yaşlarındaki erişkinlere baksa  ne düşünürsünüz? diye soruyorum, sonra da ellerindeki testleri ve yorumları inceliyorum. İlk gözlemim  D vitamini eksikliği ya da insülin direnci gibi moda konularda erişkin uzmanlarının kullandıkları değerlendirme ölçütlerinin çocuklar için farklı olması nedeniyle tanı ve tedavi konusunda sorunlar olduğu. Benzer şekilde son yıllarda her çocuğa bakılan tiroid fonksiyonlarının da laboratuvar kağıdındaki renklere göre değerlendirildiği  ve ailelerin endişelendirildiği görülüyor. O kadar ki son haftalarda bir kaç anne “çocuğunuzda bir şey yok ve tedaviye de gerek yok” cümlesini duyunca ağlamaya başladı ve beni hak etmediğim derecede teşekkürlere “boğdu”.

Yine uzan yıllardır çocuklarda diyabete emek ve gönül vermiş birisi olarak erişkin diyabet uzmanlarının hala çocuklara bakıyor olmasını da anlamıyorum. Eski yıllarda ülkemizde yeterli sayıda çocuk endokrinoloji ve çocuk diyabet uzmanı olmadığı için erişkin uzmanlarının çocuk hasta görmesi belki normal karşılanabilirdi ama şimdi ülkemizin  her yerinde ve İstanbul’da yeteri kadar çocuk endokrinoloji uzmanı var. Ülkemizde erişkin uzmanlarının bakamayacağı kadar çok erişkin diyabet hastası varken, çocuk hasta bakma konusunda ısrar etmenin motivasyonu “kazanç” olamaz diye düşünüyor insan. O zaman insanın aklına sanırım bu uzmanların içinde “çocuk hekimi olma” özlemi kalmış olması seçeneği geliyor ve insan buna inanmak istiyor.

Çocuklar erişkinlerin küçük bir kopyası mıdır?

Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre 18 yaşını bitirinceye kadar herkes çocuktur ve çocuklar hiç bir şekilde erişkinlerin küçük bir kopyası değildir. Bunun ötesinde özellikle 14-18 yaş dönemi çocukluğun en zor dönemidir ve bu dönemdeki çocuklara uzmanlıkları gereği çocukları anlama, değerlendirme ve hastalıklarının yönetme konusunda deneyim kazanmış çocuk uzmanlarının bakmasından daha doğal bir şey olamaz.  Tip 1 diyabet gibi bazı hastalıklar erişkinlerde ve çocuklarda benzer bir şekilde tedavi ediliyor olabilir ama eğitimi ve meslek yaşamı erişkin hastalara bakmakla geçmiş bir erişkin uzmanının yalnızca hastalık aynı diye bir çocuğu tedavisini  yönetmesi etik olmadığı gibi, daha önce belirttiğim değerlendirme hatalarına yol açabileceğinden zararlı sonuçlara da yol açabilir. Bunun ötesinde özellikle çocuklarda diyabet tedavisi bir ekip işidir ve kapsamlı yaklaşımları gerektirir. Dolayısıyla diyabetli çocuklara bakan ekip üyelerinin de çocuk hasta bakma konusunda deneyimli olması gerekir. 

Öte yandan İstanbul’da daha önce yazdığım “abartılı hekimlik” uygulamalarının sürdüğünü, bitkilerle boy uzattığını söyleyen hekimlere bir şey yapılmadığını,  televizyonlardaki sağlık programları ve sürekli gündemde tutulan hekimlerin etkisi ile ailelerin yersiz korkular  ile hekim hekim dolaştıklarını görüyoruz (http://t24.com.tr/yazarlar/sukru-hatun/abartili-hekimlik-ve-sarlatanliga-dur-demenin-zamani-gelmedi-mi,11806).  Aslında bazı örnekler dışında erişkin uzmanlarının çocuk hasta bakmasını da bir tür “ abartılı hekimlik” uygulaması sayabiliriz ve bütün bunların daha çok İstanbul’da olmasının tesadüf olmadığını söyleyebiliriz.  Bütün bunlara karşı elimizdeki tek imkan, sade, bilimsel ve insancıl tıp pratiğini sürdürmek ve imkanlar ölçüsünde aileleri bilgilendirmek. Az sayıdaki “takıntılı” aile dışında insanlarımız bu tür  hekimliğin değerini bilmekte ve işini layıkıyla yapan hekimlerin önerilerini uygulamaktadır.

Son söz olarak tekrar söyleyecek olursak 18 yaşına kadar ( 14 yaşına kadar değil!) bütün çocukların çocuk uzmanları/çocuk yan dal uzmanları tarafından görülmesi çocukların  ve erişkin uzmanlarının bu konuda daha duyarlı davranması  biz çocuk uzmanlarının hakkıdır.



** Web sitemizde yer alan yazılar bilgilendirme amaçlı olup; hekim tavsiyesi olarak algılanmamalıdır.