ÇOCUK ENDOKRİNOLOJİSİ VE DİYABET DERNEĞİ

Çocukluk Çağında Hipoglisemi

Hipoglisemi, plazma glukoz düzeyinin 50 mg/dl den düşük olması olarak tanımlanır. En sık yenidoğan ve süt çocukluğu döneminde görülür. Özellikle prematüre ve düşük doğum ağırlıklı bebeklerde metabolik rezervlerin düşük olması nedeniyle veya sepsis, doğum asfiksisi, hipotermi gibi enerji harcanımının arttığı durumlarda yaşamın ilk günlerinde yenidoğan bebeğin glukoz dengesinde geçici bozukluklar sık olarak görülür. Miadında doğan bir bebekte yüzey alanı / vücut kitlesi oranı erişkinden iki kat daha fazladır. Ayrıca bebeklerde beyin / vücut kitlesi oranı artmıştır. Glukoz gereksinimin yüksek olmasına karşın yenidoğan döneminde glukoz üretimi daha düşüktür. Bu nedenlerle bazal enerji gereksinimi yenidoğan ve süt çocukluğu döneminde artmıştır. . Yenidoğan döneminde görülen hipoglisemilerin bazıları geçici olurken, bir kısmı kalıcı olup dirençlidirler. Yenidoğan döneminde başlayıp, süt çocukluğu döneminde devam eden bu dirençli hipoglisemilerin nedenleri arasında: Hiperinsülinizm, Hormon eksiklikleri, Glikojenoliz bozuklukları, Glukoneogenez bozuklukları, Yağ asit oksidasyon bozuklukları sayılabilir. 2 yaş üstü çocuklarda en sık hipoglisemi nedeni ise Hızlanmış açlığa bağlı hipoglisemidir(Ketotik hipoglisemi ). Daha az sıklıklar malnutrisyon, diyabetli çocuklarda fazla insülin kullanımı sonucu, ağır karaciğer hastalıklarının seyrinde görülebilir.

HİPOGLİSEMİN BELİRTİ VE BULGULARI:

Otonom sinir sisteminin aktivasyonu ve adrenalin salınımı sonucu ortaya çıkan bulgular genellikle kan şekerinin hızlı düşüşü ile birlikte olup, akut hipoglisemi semptomları olarak kabul edilir: Terleme, solukluk, halsizlik, baş dönmesi, açlık hissi, endişe, korku, bulantı, kusma, taşikardi, tremor, uyku hali.

Azalmış serebral glukoz kullanımı sonucunda görülen semptomlar: Kan şekerindeki yavaş düşüşlerle birlikte olup, kronik hipoglisemi semptomları olarak kabul edilir. Bunlar: baş ağrısı, mental konfüzyon, görme bozuklukları (bulanık görme, çift görme), huzursuzluk, konuşma, düşünme ve konsantrasyon zorluğu, bilinç kaybı, koma, tremor, konvulziyon, kişilik değişiklikleri, ataksi, amnezi, deserebre veya dekortike postür

Yenidoğan ve süt çocukluğu döneminde ağır hipoglisemin en sık görülen nedenihiperinsülinizmdir. Hiperinsülinizm familyal bir özellik gösterir. Klasik olarak hiperinsülinizmli bebekler makrozomiktirler ve diyabetik anne bebeğini anımsatırlar.Bunula beraber bazı bebekler prematür, düşük doğum ağırlıklı veya gestasyonel yaşına uygun olabilir. Tipik olarakdoğumdan sonraki ilk saatlerden itibaren semptomatik olur ancak, bazıları bir yıla kadar geciken dönemlerde belirti ve bulgu verebilir. Yenidoğan döneminde şiddetli hipoglisemiyle seyreder. Glukoza gereksinimi çok yüksektir, sıklıkla 15-20 mg/kg/dak.dan fazladır.

İnfant dönemi dışında hipogliseminin en sık görülen nedeni hızlanmış açlıktır ( ketotik hipoglisemi ). Tipik olarak hipoglisemi 1,5-5 yaş civarında ve erkek çocuklarda daha sık görülür ve 8-9 yaştan sonra nadiren görülür. Hızlanmış açlığı olan çocukların çoğu zayıf ve ince yapılı olup, azalmış kas kitlesine sahiptirler ve çoğunda SGA öyküsü vardır. Hipoglisemi genellikle minör bir enfeksiyonun ardından, sıklıkla sabahleyin ortaya çıkar ve birgün önceden akşamdan az yemek yeme veya kahvaltı yapmama öyküsü vardır. Tedavide uzamış açlık periyotlarından kaçınılması önemlidir. Gece yatarken karbohidrat ve protein içeren ara öğünler verilmeli, infeksiyöz hastalıklara maruz kalınıldığında karbohidrattan zengin içecekler sık aralıklarla verilmeli, yatmadan önce çiğ nişasta verilebilir.

HİPOGLİSEMİNİN TANISI

Normal erişkinlerde plazma glukoz düzeyi akut olarak 60 mg/dl’ ye inince semptomlar oluşur ve plazma glukoz düzeyi 50 mg/dl ‘nin altına inmesiyle beyin fonksiyonlarında bozulma başlar. Çocuklarda SSS’indeki fonksiyonel değişiklikler plazma glukozu 47 mg/dl altına düşünce başlar. Plazma glukozunun fizyolojik alt sınırları 50-60 mg/dl civarındadır. Plazma glukoz düzeyinin < 50 mg/dl olması hipoglisemi olarak kabul edilir ve hemen tedavi edilmelidir.

Dikkatli bir öykü ve doğru bir fizik muayene tanıda önemli ip uçları verir. Hipogliseminin etyolojisinin aydınlatılması için kritik örnek dediğimiz, tam hipoglisemi anında alınacak kan örneklerinde tetkikler yapılmalıdır. Bu tetkikler: Glukoz, keton, insülin/C-Peptid, kortizol, growth hormon , kan pH, HCO3, laktat/piruvat, total/serbest karnitin, aminoasitler, serbest yağ asidi, idrarda redüktan madde, organik asitler.

HİPOGLİSEMİ TEDAVİSİ

Hafif ve orta düzeyde hipoglisemide, ağızdan beslenmeyle meyve suyu veya süt verilerek normoglisemi sağlanabilir. Ağızdan beslenmeyle düzelmeyen veya ağır hipoglisemilerde intravenöz tedavi yapılır. Yenidoğan döneminde orta ve ağır hipoglisemi tedavisinde ilk seçenek parenteral tedavi olmalı. Kritik kan örneği alındıktan hemen sonra 2 ml %10 luk glukozun intravenöz olarak 5-10 dakikada verilmesini takiben 6-8 mg/kg/dak. olacak şekilde glukoz infuzyonu yapılır. İV bolus glukozdan 15 dakika sonra plazma glukoz düzeyi belirlenir, eğer hipoglisemi devam ediyorsa 5 ml/kg %10 luk dekstroz iv bolus olarak verilir ve glukoz infüzyonu %20’ye kadar arttırılabilir. Yüksek konsantrasyondaki glukoz infüzyonu için periferal venler yerine santral kateterler kullanılır. Çok düşük ağırlıklı bebeklerde veya ağır hipoglisemik yenidoğanlarda lipid infüzyonu da kullanılabilir.

İV glukoza yanıt alınamıyorsa:

-Hidrokortizon, 5 mg/kg/gün İV olarak veya 12 saatte bir oral verilir veya prednison oral olarak 1-2 mg/kg/gün 6-12 saatte bir prednison.tablet verilir.

-Glukagon 30 mg/kg iv veya im olarak intravenöz glukoz ile birlikte veriliebilir. Yenidoğan döneminde glukagon dozu 300 mg/kg’ a kadar çıkılabilir.

- Adrenalin 1/200 subkütan olarak verilir.

-Growth hormon 1 Ü/gün subkütan olarak iv glukoza ilaveten verilir.

-Hiperinsülinizm tedavisi: Medikal tedavide ilk seçenek Diazoksit kullanımıdır. Oral olarak 10-25mg/kg/gün 6 saatte bir verilir. Yan etkileri: Hipertrikozis, hiperürisemi, su retansiyonu, hipotansiyon, lökopeni ve trombositopenidir.

Somatastatin analogları(Octreotide): 5-20 µg/kg/gün İV veya SC infüzyonla verilir. Yan etkileri: GH,TSH ve ACTH nın süpresyonu, steatore, kolestazis,azalmış büyüme hızı.

Glukagon: İV infüzyonla verilir.

Kalsiyum Kanal Blokörleri(Nifedipin): 0.25-2.5 mg/kg/gün iki doza bölünerek verilir. En önemli yan etkisi hıpotansiyondur.

Medikal tedaviye yanıt alınamayan vakalarda cerrahi tedavi olarak tümör eksisyonu, subtotal pankreatektomi veya total pankreatektomi yapılır ve bu olgulara insülin replasmanı yapılır

Prof.Dr. Bilgin Yüksel
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi
Pediatrik Endokrinoloji ve Metabolizma BD Öğretim Üyesi



** Web sitemizde yer alan yazılar bilgilendirme amaçlı olup; hekim tavsiyesi olarak algılanmamalıdır.