ÇOCUK ENDOKRİNOLOJİSİ VE DİYABET DERNEĞİ

Dr. R. Gül Yeşiltepe Mutlu (Ljubjana İzlenimleri)


Slovenya’da Tip 1 Diyabetli Çocuklar Nasıl Yaşıyor ve Diyabet Ekibi Nasıl Çalışıyor?

Avrupa Pediatrik Endokrin Derneği’nin yürüttüğü clinical fellowship programı çerçevesinde bulunduğum Slovenya’nın başkenti Ljubjana’da 2. Haftanın sonuna yaklaşırken sadece bu güzel,huzurlu şehirle ilgili değil çalışma imkanı bulduğum Ljubjana Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Endokrinoloji ve Diyabet bölümü ve genel işleyiş hakkında da pek çok gözlem yapma imkanı buldum. Bulunduğum klinik Avrupa’dakisayılı çocuk diyabet merkezlerinden biri, burada tip 1 diyabet tedavisinde yeni teknolojiler yakından izleniyor ve uygulanıyor. Ekip Prof. Dr. Tadej Battelino ve Doç. Dr. Natasa Bratina liderliğinde çalışıyor. Çok uzun yıllardır insülin pompa tedavisi uyguluyorlar. Nitekim önceki gün poliklinikte gördüğüm bir genç kız tam 14 yıldır pompa kullanıyordu. Burada izlenen tip 1 diyabetli çocuk ve gençlerin çok büyük kısmı insülin pompası kullanmakta, ülkemizdekinin aksine çoklu doz insülin enjeksiyon tedavisi daha az uygulanıyor. Tabi bu konuda devletin desteği büyük, pompanın tamamını devlet karşılıyor, o nedenle pompaya ulaşmak son derece kolay. Sensörlerle ilgili ise şöyle bir uygulama var, 7 yaşından küçük çocuklarda sensör devlet tarafından karşılanıyor, yani aile ödeme yapmıyor. 7 yaşından büyük çocuklarda ise sensör kulanımı ancak hekimin uygun görüp rapor çıkarması(bizdeki endikasyon dışı rapor gibi) ve devletin de bunu onaylaması sonucunda ücretsiz olabiliyor. 

Polikliniğe gelen tip 1 diyabetli çocuklar ve aileleri ile ilgili gözüme çarpan en önemli şey ne kadar iyimser, pozitif ve sakin oldukları idi. Ama bu sadece onlara özgün bir şey değil, çünkü şehrin tamamında neredeyse insanların hepsi güleryüzlü ve sakin görünüyor. Çocukların hepsi düzenli spor yapıyor. Bir çoğunun sensörü yok ama zaten günde en az 6-7 kez kan şekeri ölçümü yaptıkları için pompa ile bir sorun yaşamıyorlar. Büyük çoğunluğunun HbA1cdüzeyleri 7,5’un altında. Sadece pompa kullanımınındeğil düzenli fiziksel aktivitenin, sık kan şekeri ölçümünün ve sağlıklı beslenmenin sonucu bu. Günlük diyetlerinde toplam karbonhidrat miktarının 200-250 gramı geçmemesi konusunda özen gösteriyorlar.

İnsulin pompası takılan tip 1 diyabetli çocuklar ilk 3 günü sabahtan akşama kadar hastanede geçiriyorlar. Pompa firmasının görevlisi tarafından teknik eğitim verildikten sonra diyabet doktoru ve hemşiresi tarafından da eğitim veriliyor, bazal hız ayarlaması ve bolus uygulamasıyla ilgili.. Elbette karbonhidrat sayımı eğitimi daha başlangıçta veriliyor, sadece karbonhidrat değil protein sayımı da öğretiliyor. Yani tip 1 diyabetli bireyler hem karbonhidrat hem protein sayıyor burada. 1 ay sonra “Boluswizard” (bolus sihirbazı) eğitimi için tekrar hastaneye geliyorlar, bu ilk ay bolusları manuel olarak yapıyorlar. Bunun amacı insulin karbonhidrat oranını, insulin duyarlılık faktörünü kullanmayı iyice öğrenmeleri, mantığını anlamaları. Bolus sihirbazı oturumunda hastalık günleri ve aktivitenin fazla olduğu günler için 2 ayrı model de oluşturuluyor.

Teknolojiyi yakından takip ettiklerini söylemiştim, burada en büyük şansım yapay pankreas ile ilgili bir araştırmaya katılmak olacak. Slovenya ekibi, Almanya ve İsrail ile yakın işbirliği içinde ve bu 3 merkez kendileri bir yapay pankreas geliştiriyor, bir kaç yıldır devam eden ve literatürde yayınlanmış önemli araştırmaları mevcut. Bu yapay pankreas fuzzylogic sistemini temel alarak geliştirilmiş. Ayrıntılarını ilerleyen günlerde daha iyi öğrenmeyi umuyorum ben de.

Tip 1 diyabetli gençler 23-25 yaşına kadar pediatrik endokrin ve diyabet ekibi tarafından izleniyor. Üniversite öğrencisi pek çok genç geldi polikliniğe, onların nasıl kendileriyle ve diyabetleriyle barışık olduğunu görmek çok güzeldi.

Son olarak, burada da büyük bir diyabet kampı düzenleniyor. Ve bu sene kamplarının 50. Yılı. 100-150 civarında çocuk katılıyor kampa ve tam 2 hafta sürüyor. Yurtdışında yapılan diyabet kamplarını hep merak etmişimdir.Haziranın son 2 haftası burada gerçekleşecek kampa da katılma fırsatını yakaladığım için seviniyorum.

Ve bütün bu gözlemleri Koç Üniversitesi Hastanesi Pediatrik Endokrin ve Diyabet Ekibi @ olarak kendi aramızda sürekli tartışıp kendi deneyimlerimizle nasıl harmanlarız onu düşünüyoruz.

Bütün çocuklarımızın diyabetleriyle arkadaş, kendileriyle barışık bir yaşam sürmeleri, geleceğe umutla bakmaları ümidiyle...

Ljubjana Havaalanı

14.04.2017

Dr. R. Gül Yeşiltepe Mutlu