ÇOCUK ENDOKRİNOLOJİSİ VE DİYABET DERNEĞİ

Beslenmenin Büyümedeki Rolü

Büyümeyi etkileyen en önemli faktör, anne ve babadan geçen genetik yapıdır. Anne ve baba boyları çocuğun gelecekteki erişkin boyu için en önemli etkenlerdir. İlk 2-3 yaşta büyüme süreci ön planda anne karnında etkili olan ve bu etkinin doğumdan sonra da sürdüğü büyüme faktörleri ve beslenme durumu ile birlikte etkilenir. Bu dönemde büyümeyi en fazla etkileyen faktör beslenme, diğeri ise hormonlardır. İki-3 yaşlarından 9-10 yaşlarına kadar boy büyümesini etkileyen en önemli faktör büyüme hormonudur. Sekiz-9 yaşlarından sonra büyüme hormonu etkisine cins steroidlerinin etkisi de eklenir ve bir müddet sonra cins steroid etkisi ön plana çıkar. Sonuç olarak hipofiz bezinden salgılanan büyüme hormonu, cinsiyet hormonları ve tiroid hormonları büyümeyi düzenler, eksikliğinde ise büyüme geriliği görülür. Bunların dışında beslenme de büyümeyi etkileyen önemli bir faktördür. 

Beslenme açlık duygusunu bastırmak, karın doyurmak ya da canın çektiği şeyleri yemek içmek değildir. Beslenme; sağlığı korumak, geliştirmek ve yaşam kalitesini attırmak için vücudun gereksinimi olan besin ögelerinin yeterli miktarda alınıp vücutta kullanılmasıdır. Optimal sağlık için yaşamın her döneminde yeterli ve dengeli diğer bir deyişle sağlıklı beslenme esastır.

Besinlerin bileşiminde bulunan ve farklı görevleri olan sayıları 50’yi bulan yapı taşlarına besin ögeleri denir. Besin ögeleri; karbonhidratlar, proteinler, yağlar, vitaminler,  mineraller ve su şeklinde gruplanır. Normal büyüme- gelişmeyi sağlamak, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşamak için bu ögelerin her birinden günlük ne kadar alınması gerektiği yaşlara ve cinsiyete göre belirlenmiştir. Besin ögelerinin yetersiz alınması durumunda vücut çalışmasında aksamalar olup, büyüme-gelişme olumsuz etkilenirken; fazla alınması durumunda ise şişmanlık ortaya çıkar.

Besin öğeleri vücuda besinlerin tüketilmesiyle alınır ve besinler içerdikleri besin ögelerine göre beş grupta toplanmaktadır. Bunlar;  süt ve ürünleri grubu; et, yumurta, kurubaklagiller ve yağlı tohumlar grubu; ekmek ve tahıllar; sebze grubu ve meyve grubudur. Sağlıklı beslenme yaklaşımının kolay anlaşılır olması amacıyla besin gruplarına göre sağlıklı beslenme tabağı geliştirilmiştir (Şekil 1).

  1. Süt ve ürünleri grubu: Süt, yoğurt, ayran, kefir, peynir, çökelek gibi besinler bu gruba girer. Bu gruptaki besinler, protein ve kalsiyumdan zengindir. Kemik gelişiminde etkili olan başlıca besin grubudur. Ayrıca yağ, fosfor, magnezyum ile bazı B grubu vitaminlerinin (özellikle riboflavin) de iyi kaynağıdır.
  2. Et, yumurta, kurubaklagiller ve yağlı tohumlar grubu: Et, tavuk, balık, hindi, yumurta, kurubaklagiller ve yağlı tohumlardan (fındık, ceviz, badem vb.) oluşur. Bu gruptaki besinler, temel olarak protein ve ek olarak büyümede oldukça önemli olan demir, çinko ve bazı B grubu vitaminlerinden zengindir. Kurubaklagillerin lif (posa) içeriği de yüksektir ve sağlıklı bağırsak hareketleri için oldukça önemli bir kaynaktır.
  3. Ekmek ve tahıllar: Buğday, çavdar, yulaf, pirinç, mısır ve bunlardan yapılan un, ekmek, makarna, erişte, bulgur vb. besinler bu gruba girer. Et ve süt grubuna göre proteini daha az içeren bu grup, vücudun birincil enerji kaynağı olan karbonhidratlardan zengindir. Büyüme için yeterli düzeyde enerji alımı olmazsa olmazdır. Rafine edilmemiş (kepeği ayrılmamış, beyazlatılmamış) tahıllar (tam buğday, çavdar vb.) bazı B grubu vitaminler, bazı mineraller ve lifin iyi kaynağını oluştururlar.
  4. Sebze ve meyve grubu: Sağlıklı beslenmedeki önemleri nedeniyle sebzeler ve meyveler sağlıklı beslenme tabağında iki ayrı besin grubu olarak gösterilmiştir. Ancak besin ögesi içerikleri benzer olduğundan bu kısımda birlikte ele alınacaktır.

Bitkilerin her türlü yenebilen kısmı sebze ve meyve grubu altında toplanır. Koyu sarı renkli (havuç, patates), koyu yeşil yapraklı (ıspanak, marul, kıvırcık, pazı, semizotu, brokoli vb.), nişastalı (patates, bezelye, kereviz) ve diğer sebzeler (domates, soğan, taze fasulye) olarak sebzeler gruplandırılabilir. Meyveler arasında turunçgiller (portakal, mandalina vb.), üzümsü meyveler (çilek, ahududu, böğürtlen, yaban mersini, karadut), üzümler, elma, armut, kayısı, erik, karpuz ve kavun sayılabilir. Sebze ve meyvelerin bileşiminin önemli kısmını su oluşturur. Enerji, protein ve yağdan fakir bir gruptur. Sebzeler, meyvelere göre daha az enerji içerir ve sebze tüketiminin teşviki ile şişmanlığın önüne geçilebilir. Bununla beraber çok sayıda mineral, vitamin ve antioksidan özellikteki bileşiklerden zengin olan sebze ve meyveler vücuttan bazı zararlı maddelerin atılmasında, hastalıklardan korunmada, bağışıklık sisteminin güçlenmesinde görevlidir. Sağlıklı bir büyüme-gelişme ve boy uzaması için bu gruptaki besinler mevsimine göre çeşitlendirilerek farklı renk ve türlerde tüketilmelidir. Bu gruptaki besinler çiğ veya az pişmiş (buharda pişirme) olarak, iyice yıkandıktan sonra kabukları soyulmadan veya ince bir şekilde kabukları soyularak tüketildiğinde vitamin ve mineral kayıpları en aza indirilmiş olur.

 

Şekil ‑1. Sağlıklı Yemek Tabağı: Besin gruplarına göre sağlıklı beslenme tabağı

Besin grupları arasında yer verilmeyen ancak sağlıklı beslenme tabağında görülen bir diğer besin grubu yağlardır. Her türlü hayvansal ya da bitkisel katı-sıvı yağlar bu gruba girer. Yağlar, diğer gruplardaki besinlerin tüketilmesiyle de vücuda alınır. Protein ve karbonhidratların 2 katından daha fazla enerji içerirler. Bu nedenle enerjinin en zengin ve kolay kaynağıdır. Tereyağında A vitamini, sıvı yağlarda esansiyel yağ asitleri ve E vitamini bulunur. Özellikle sağlıklı beslenme tabağının yanında gösterilen yağ, zeytinyağıdır ve sağlıklı beslenmenin önemli bir bileşenini oluşturur. Antioksidan özellikte ve kalp damar sağlığını koruyucu etkileri nedeniyle beslenmede öne çıkarılması gereken bir besindir.

Şeker ve tatlı türünden besinler sağlıklı beslenme tabağında yer almamaktadır. Şeker saf karbonhidrattır ve sadece enerji içerir. Bu özelliğinden dolayı günlük beslenmede şekere çok az yer verilir ya da verilmez. Bununla beraber enerji gereksinimi yüksek olan çocuklar şeker, reçel, bal, pekmez vb. ile şekerli ve tatlı türünden besinleri (kek, dondurma vb.) dikkatli ve dengeli bir şekilde tüketebilirler.

Beslenme bir davranış biçimidir ve bilinçli şekilde yapılması gerekir. Anne karnında başlayan ve özellikle okul öncesi dönemde şekillenen beslenme davranışı, çocuğun genetik potansiyelini yakalayacak bir büyüme-gelişme sağlaması ve sağlıklı yaşam biçiminin (sağlıklı beslenme ve fiziksel aktivite alışkanlığı, kötü alışkanlıklardan uzak durma) benimsenmesi açısından oldukça önemlidir. Çocuklar beslenme alışkanlıklarının temelinin atıldığı bu dönemde en çok, rol model olarak benimsedikleri aile bireylerinin beslenme alışkanlıklarından etkilenir. Bu nedenle öncelikle aile bireylerinin sağlıklı beslenme davranışı içinde olması çocukların ideal büyüme ve gelişmelerinin sağlanmasında önemli bir adımdır.

Okul çağı, çocuğun toplum yaşamına bilinçli olarak katıldığı dönem, adolesan (ergen) ise çocukluktan erişkinliğe geçiş dönemi olarak tanımlanabilir. Bu dönemde beslenme ev dışı ortamlardan etkilenmeye başlar. Beslenme çevresini okul yemekleri, kantin beslenmesi, arkadaş beslenmesi ve dışarıda beslenme oluşturur. Doğru ve sağlıklı bir beslenme çevresi için toplum düzeyinde önlemler alınması gereklidir. Bu çerçevede okul kantinlerinde satılan bazı yiyecek ve içeceklere sınırlamalar getirilmiş, Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yaş gruplarına özel sağlıklı menüler geliştirilmiş, okullarda sağlıklı beslenme üzerine ders ve seminerlere yer verilmeye başlanmıştır.

Okul öncesi dönemde atıştırmalık yiyeceklerle (abur cuburlar) aile veya bakıcılar vasıtasıyla istemsiz biçimde tanışan çocuklar, okul çağı ve adolesan dönemde kendi kendilerine bu yiyeceklere ulaşabilmektedir. Beslenme eğitiminde okul öncesi dönem, bu nedenle mihenk taşıdır. Aileler sağlıklı atıştırmalıklar, ne kadar sıklık ve miktarda atıştırmalık yiyeceklerin tüketilebileceği konusunda bilinçli olmalı ve çocuklarını eğitmelidir. Ek olarak, okullarda verilecek beslenme eğitimleri ile çocukların bu boş enerji kaynağı olan zararlı yiyeceklerden uzak kalması teşvik edilmelidir. Sağlıklı beslenen ve fiziksel olarak aktif olan çocuklar haftada 1-2 kez atıştırmalık yiyeceklerden küçük miktarlarda tükettiğinde beslenmeleri bundan olumsuz etkilenmez.

Çocuklarda günlük alınması gereken besinler 3 ana öğün ve 2-3 ara öğün şeklinde planlanmalıdır. Tüketilmesi gereken besinler ana öğünlerde dengeli bir biçimde sağlıklı beslenme tabağında bulunan çeşitleri içerecek şekilde planlanmalıdır. Evde yemekleri yapan kişilerin menü planlarken sağlıklı beslenme tabağından yararlanması önerilmelidir. Örnek olarak, tarhana çorba, kıymalı kabak dolma, bulgur pilavı, cacık ve karpuzdan oluşan bir menü sağlıklı beslenme tabağındaki tüm besin gruplarını içerir.

Yeterli ve dengeli beslenen çocuklarda ek vitamin ya da mineral takviyesine gerek yoktur. Bilinçsizce kullanılan vitamin ve mineral takviyeleri bazı vitamin ya da minerallerin aşırı alımına neden olarak zararlı etkilere yol açabilir. Eksikliği tespit edilmedikçe ilave alınan takviyeler büyüme ve boy uzamasına olumlu bir yarar sağlamaz. Ancak hastalıklar, enfeksiyonlar ve buna bağlı beslenmenin bozulduğu dönemlerde doktor tavsiyesi ile kullanılabilir.

Sağlıklı bir yaşam ve optimal büyüme ve gelişme için, tüm besin gruplarını içerecek şekilde yaş, cinsiyet ve fiziksel aktiviteye uygun miktarlarda yeterli ve dengeli beslenme gereklidir. Bununla beraber, diğer faktörlerin (hormonlar) yetersizliğinde salt beslenmenin, ideal bir büyüme için tek başına yeterli olmayacağı unutulmamalıdır.



** Web sitemizde yer alan yazılar bilgilendirme amaçlı olup; hekim tavsiyesi olarak algılanmamalıdır.