ÇOCUK ENDOKRİNOLOJİSİ VE DİYABET DERNEĞİ

Deniz Özalp Kızılay (Rapor)


ÇOCUK ENDOKRİNOLOJİ VE DİYABET DERNEĞİ

YURT DIŞI PROJESİZ DESTEK KURULU’ NA

 

Ad-Soyad: Deniz Özalp Kızılay

Merkez: Royal Hospital for Sick Children / Edinburgh / İskoçya

Kalma Süresi: 4 ay (01.09.2019-31.12.2019)

 

Çocuk Endokrin ve Diyabet Kliniği lideri Dr. Louise Bath ile mail aracılığı ile iletişim kurduktan sonra 4 ay süre ile Edinburgh, Royal Hospital for Sick Children’da gözlemci olarak bulunmak üzere kabul edildim. Hastane, Edinburgh şehir merkezine yakın Sciennes'te bulunan ve 150 yıldan uzun süredir hizmet veren Edinburgh’un tek çocuk hastanesi idi. Yapı olarak çok eskiydi, yeni yapılan ve erişkin bölümlerin hizmete girdiği, ancak çocuk bölümlerinin henüz tamamlanmadığı ‘’Royal Infirmary of Edinburgh’’ hastanesine taşınması planlanıyordu. Ayaktan hasta polikliniği, yatan hasta, acil tıbbi ve cerrahi bakım, yoğun bakım ve pediatrik radyoloji hizmetlerini sunan, yılda 34.000'den fazla hastaya hizmet eden bir hastane idi.

Çocuk Endokrin ve Diyabet Kliniği, Edinburgh’da bu alanda ayaktan ve yatan hastalara hizmet veren, eğitim etkinlikleri sürdürülen tek merkezdi. Çocuk Endokrin ve diyabet ekibi; çocuk endokrin ve diyabet hastalarıyla ilgilenen 4 konsültan hekim (Dr. Louise Bath, Dr. Herriet Miles, Dr. Daniella Elleri ve Dr. Sarah Kiff), sadece çocuk diyabet hastaları ile ilgilenen 1 konsültan hekim (Dr. Kathryn Noyes) ve onursal olarak çocuk endokrin ve diyabet hastalarına poliklinik hizmeti veren ancak üniversite çatısı altında araştırmacı statüsünde çalışan 2 kişiden (Prof. Amanda J Drake ve Dr. Rod Mitchell) oluşuyordu. Ayrıca 8 çocuk diyabet hemşiresi, 2 uzman endokrin hemşiresi, 2 diyetisyen, 1 çocuk psikiyatrisi, 1 psikolog, 1 sosyal yardımlaşma sorumlusu ekibe dahildi.

Danışmanım Dr. Louise Bath, bölümün en deneyimli hekimi olup çocuk endokrin ve diyabet alanıyla ilgili tüm hasta gruplarına bakıyordu. Özellikle ilgilendiği alanlar; Onkoloji hastalarının endokrin sorunları (ayda 2 gün özel poliklinik), Turner Sendromu (2 ayda bir özel poliklinik) ve metabolik kemik hastalıkları (ayda 1 özel poliklinik) idi. Dr. Miles özellikle DSD hastaları (2 ayda bir özel poliklinik) ile, Dr. Elleri diyabet alanı ile ilgiliydi. Dr. Kiff, tüm çocuk endokrin ve diyabet hastalarıyla ilgileniyordu. Dr. Noyes, sadece Çocuk Diyabetolojisi üzerine uzmanlaşmıştı ve bu hasta grubunun psikolojik ve sosyal sorunları ile özellikle ilgiliydi.

Çalışma programı:

  • Her pazartesi, yeni tanı diyabet hastalarının ilk poliklinik kontrolüne katıldım. Hasta sayısı 0-2 arasında değişmekteydi. Yeni tanı alan diyabet hastalarının yatarak tedavisinin düzenlenmesi, hemşire ve diyetisyen tarafından eğitimin verilmesi sonrasında, 1 hafta ara ile ayaktan kontrolleri yapılmaktaydı. İlk kontrolde diyabet hemşiresi, 2. ve 3. kontrolde diyetisyen ve 4. kontrolde doktor tarafından görülen hastaların sonraki izlem planı 6. haftada ve 3 ay aralar ile kontrol şeklindeydi. Kliniğin yaklaşık 400-450 takipli tip 1 diyabet hastası vardı ve %60’ından fazlası insülin pompası kullanmakta idi. 670G insulin pompası devletin ödeme kapsamında idi, 7 yaşın altındaki tüm hastaların sensörleri, 7 yaş üzerinde de Libre sensör devlet tarafından karşılanıyordu. Pompa tedavisi ve izleminde hemşireler çok aktif rol oynuyordu. 
  • Her salı, takipli çocuk endokrin hastalarının polikliniğine katıldım. 4 ayrı poliklinik hizmet vermekteydi, ortalama her poliklinikte 6-10 arası hasta bakılmakta idi. Poliklinik sonrası, tüm konsültan hekimlerin ve uzman endokrin hemşirelerinin katıldığı, başvuran tüm hastaların kısaca özetlendiği ve değerlendirildiği, görüş alışverişi yapılan toplantı düzenlenmekteydi.
  • Her çarşamba, takipli diyabet hastalarının polikliniğine katıldım. 4 ayrı poliklinikte konsültan hekim, 2 ayrı diyabet hemşiresi, 1 uzman psikolog hizmet vermekteydi, ortalama her poliklinikte 4-6 arası hasta bakılmakta idi. Poliklinik öncesi yarım saatlik tüm hastaların özelliklerinin ve dikkat edilmesi gereken hususların konuşulduğu ve yine poliklinik sonrası hastaların özellikle diyabet uyumlarının ve sosyal sorunlarının paylaşıldığı, tüm ekibin katıldığı toplantı düzenlenmekteydi. Her ayın ilk çarşamba günü, 14-18 yaş aralığındaki diyabet hastaları için erişkinlere hizmet veren hastane çatısı altında çocuk endokrin ve erişkin endokrin uzmanı ve diyabet hemşirelerinin yer aldığı, erişkine geçiş polikliniği yapılıyordu.
  • Perşembe günleri, Turner Sendromu, metabolik kemik hastalıkları, DSD, onkoloji hastalarının endokrin sorunları gibi özel dal poliklinikleri yapılmakta idi.
  • Cuma günleri, sadece bir konsültan hekimin hizmet verdiği, çocuk endokrine refere edilen ve konsültanların ortak kararı ile bakılmasına karar verilen yeni hastaların değerlendirildiği genel endokrin polikliniğine katıldım. Ortalama bakılan hasta sayısı 6-8 idi.

Hastalara ayrılan zaman, bizimle kıyaslandığında çok fazla idi, hastaların referans mektuplarında ayrıntılı öyküleri olduğundan ve doktorlar tarafından önceden okunduğundan, poliklinik sırasında hastalıklarından daha çok sosyal konular konuşulmakta ve bizim kadar ayrıntılı genel muayeneleri yapılmamaktaydı. Hastadan muayene için izin alınmakta, bu konuda kesinlikle ısrarcı olmadan eğer istemiyorsa kız çocukları için ailenin ve çocuğun verdiği bilgi, erkek çocuklarında ise orşiometri verilerek kendi ölçümü esas alınmaktaydı. Doktorlar tarafından sisteme tutulan notlar çok ayrıntılı ve düzenliydi. Her poliklinik sonrası bu notlardan hastaların tüm bilgilerini, tedavi ve uzun vadeli izlem planlarını okuyarak, genel yaklaşımları konusunda ayrıntılı bilgi edinme fırsatım oldu. Her hastanın aile hekimi ya da diğer çocuk poliklinikleri tarafından kaydedilen, bilgisayar sistemindeki büyüme eğrilerinde işaretlenen antropometrik ölçümlerine ulaşmak mümkündü. Endokrin izleminde ise tüm kontrollerde ölçümler aynı uzman hemşire tarafından yapılmakta, yine bilgisayar sistemine işlenmekteydi. Hastaların sonuçları hekimler tarafından değerlendirildikten sonra sadece gereken hastalar (tedavi değişikliği, ek tetkik isteği, daha yakın izlem planı vb.) telefonla aranarak bilgilendirilmekteydi, hastalar sonuçları öğrenmek için polikliniğe tekrar gelmiyorlardı.

Poliklinik saatleri dışında, konsültan ve fellowlar ile servis vizitlerine çıktım. Çocuk endokrin ve diyabet servisi bulunmamaktaydı. Hastalar acil servise, yoğun bakıma ya da çeşitli servislere yatırılarak ilgili bölümler tarafından izlenmekte, konsültasyon düzeyinde değerlendirilmekte idi.  

 Faaliyetler: 

  • Her pazartesi çocuk diyabet hastalarının sosyal sorunlarının ve diyabet uyumlarının konuşulduğu, diyabet hemşiresi, diyetisyen, çocuk psikiyatrisi, uzman psikolog ve sosyal dayanışma uzmanının yer aldığı 1 saat süren toplantıya katıldım.
  • Her pazartesi özellikli çocuk endokrin hastalarının tartışıldığı, uyarı testi yapılan tüm hastaların sonuçlarının değerlendirildiği, bilimsel makalelerin sunulduğu, çocuk endokrin kliniğinde görülmesi için aile hekimleri ya da çocuk doktorları tarafından refere edilen hastaların izlem planının yapıldığı toplantılara katıldım. Bu toplantılara; tüm konsültanlar, araştırma görevlileri, fellowlar ve klinik biyokimya uzmanları katılmakta idi.
  • Her ayın 2. ve 4. haftası, salı günleri düzenlenen Pediatrik nöro-onkoloji grup toplantısına katıldım. Çocuk onkolojisi, nörolojisi ve endokrin dalları, pediatrik radyololoji, nöroradyoloji, patoloji, göz hastalıkları bölümlerinin katıldığı multidisipliner toplantılardı.
  • Bölgede düzenlenen İskoçya Pediatrik Endokrin ve İskoçya Ulusal Çocukluk Çağı Diyabeti toplantılarına katıldım.

 

Sosyal Faaliyetler: Edinburgh çok tarihi ve turistik, ayrıca doğası çok güzel ve parkları bol bir şehirdi. Müzeler açısından da oldukça zengindi. Hafta sonları İskoçya ve İngiltere’deki çeşitli şehirleri gezme fırsatımız oldu. Londra, Manchester, Liverpool, York, St. Andrews, Stirling, Glasgow şehirleri ve Highlands bölgesine gittik. İskoçya’nın kuzey ve batı bölgesindeki dağlık alan ‘Highlands’ bölgesi olarak geçiyor. Burası ülkenin insan eli değmemiş, neredeyse insan yaşamayan bakir doğa bölgesi ve görmek için önerebileceğim en karakteristik yeri. 

 

Sonuç: Günümüzde bilginin evrensel olduğunu, genel yaklaşımların çok farklı olmadığını gördüm. Düzenlediği kongre, kurs ve eğitim toplantıları ve sunduğu imkanlarla tüm üyeler için bu programlara katılma şansı sağlayan derneğimizin, bu evrenselliği yakalamamızda katkısının çok büyük olduğunu düşünüyorum. Buradaki uzmanlarla kıyasladığımda, Türkiye’deki çocuk diyabet ve endokrin uzmanları olarak, triyaj sistemi olmadığı için birinci basamak düzeyindeki pek çok hastaya baktığımızı, çok daha yoğun çalıştığımızı, bu nedenle de gerçekte bakmamız gereken hasta grubuna kişisel ve bilimsel olarak ayırdığımız zamanın çok azaldığını düşünüyorum.   Ayrıca Edinburgh’da çocuk endokrin ve diyabet alanında tek merkez olarak hizmet verilmesinin, tüm hastaların izleminde bilgi paylaşımı, görüş alış-verişi ve ortak karar alınması olanağı sağlaması açısından çok iyi bir sistem olduğunu gördüm. Üniversite Hastaneleri dışında benim gibi devlet hastanesinde çalışan uzmanların multidisipliner yaklaşımdan ve bilgi paylaşımından mahrum kalması yerine, yancdal uzmanlarının bir arada hizmet verdiği merkezi hastanelerin olmasının çok daha iyi olacağını düşünüyorum.

Çocuk Endokrin ve Diyabet alanında her türlü eğitim ve gelişime destek veren, 4 aylık yurtdışı tecrübemde bana burs imkanı sağlayan değerli dernek yönetim kurulu hocalarıma çok teşekkür ediyorum ve saygılarımı sunuyorum.

 

Dr. Deniz Özalp Kızılay


Ekler:

Dr. Deniz Özalp Kızılay Edinburgh Raporu